Friday, December 3, 2010

Merhaba, Ben Sevi: "Eren'in Annesiyim"

Tam 23 ay önce anne oldum.

Anne olduğum gün hayatım temelinden sarsıldı. Oysa yıllarca beklediğim bir olaydı bu.
Hatta: Önce hayal ettiğim, sonra beklediğim, sonra uğruna savaştığım, savaşırken de geçen yıllarla artan yaşımın da etkisiyle üzerine çok kafa patlattığım bir olaydı. Bir yandan çocuk sahibi olabilmek için uğraşıp bir yandan kafa patlatırken çok büyük bir çelişki yaşıyordum. Çünkü, yeni anne olanları dinledikçe, uzmanların yazdıklarını okudukça, ve arkadaşlarım birer birer anne olurken onların yaşadıklarını gördükce, anneliğin ne kadar zor, ne kadar talepkar bir müessese olduğunu her geçen gün biraz daha görüyordum.

Ama... Ama, ne kadar okursam okuyayım, dinlersem dinleyeyim, o an geldiğinde, oğlumla beraber eve ilk girdiğimiz andan itibaren ben de çok bocaladım. Her dönem ayrı bir güzel, ama ayrı bir zordu da.

Şimdi oğlum her istediğini ifade edebilen, hemen hemen konuşabilen minik bir birey. Bu dönem de kendi içinde muhteşem güzellikler ve çeşit çeşit zorluklar taşıyor.

Ama benim burada anlatmak istediklerim oğlumun gelişimiyle ya da benim anneliğimle ilgili değil...

Bana annelikten (ve tabi ki işten) geriye ne kaldığını irdelemek istiyorum... Aslında irdeleyecek pek bir şey yok. Hiç birşey kalmıyor diyebilirim.

Banyoya girip uzun, rahat bir duş alabilmek için günlük programı içinde seksek oynamak zorunda kalıyor ise bir insan, ya da uzun zamandır izlemek istediği bir film sinemalardan kalkıp gidiyor ve O filme gitmek yerine sadece kanepede uzanmak istiyorsa artık, ya da ayda iki kere kuaföre gidebilmek bir lüks halini almışsa... Örnekler çoğaltılabilir, siz ne demek istediğimi anladınız, tehlike çanları çalıyor demektir, o kişiye kendisinden pek birşey kalmıyor demektir.

Ben kendim için neler neler yapmak istiyorum. En başta (en çok arzu ettiğimden değil, aciliyet taşıdığından) zayıflamak istiyorum. Daha doğrusu zayıflamam lazım. Zayıflamam için yapmam gerekenler malum, ama onları yapacak cesareti ve enerjiyi kendimde bulamıyorum. Belki de bu cesareti kazanmak için neler yapmam gerektiğini bulmam gerek öncelikle. Bilemiyorum... Ama en azından, sadece zayıflamak için değil, psikolojime de iyi geleceği için günlük yürüyüşlerime geri dönmem gerek. Bunu da oğlum için en uygun şekilde değil, BENİM İÇİN en kolay şekilde yapmam gerek ki devamını getirebileyim. Anneliğimi ön plana koyarak gece oğlum yattıktan sonra yürüyüşe çıkmaya çalışsam da yapamam, yapsam da bu uzun soluklu olamaz. O yüzden benim için en kolay şekilde buna başlamam gerek. Belki eve daha geç gideceğim. Ama daha mutlu olacağım. Çünkü KENDİM İÇİN BİR ŞEY YAPMIŞ OLACAĞIM.

Bunu bir başarayım, daha neler neler yapacağım...

2 comments:

  1. Pazar gecesi saat 11.24.

    Dort yasinda tadindan doyulmayan enerji kupu bir varligin pesinden kosturan, pabucu istemeden dama atilan bir kocayla yakasina daha fazla mesai diye yapisan is arasinda pinpon topu gibi gdip gelen 35indeki bir bio organizma icin oldukca gec. Son bes yildir ilk defa kiz kiza saat 3.30a kadar muhabbet yapilan bir cumartesi gecesinin ardindan pazar gecesi 11.24te hala yatakta olmamak kantarin topunu kacirmak demek

    Keyfim gicir olsun diye ikinci bir pencereden Turkcellin sitesine girip F4'le sonuna kadar sesini actigim muzik caliyor.( oneririm simdi hemen acin sizinki de calsin)

    Bana BENIM ICIN daha dengeli bir hayat lazim
    Bana beni cocugumla esimle arkadaslarimla daha birlestiren bir hayat lazim

    4 yilin ardindan isik gozuktu

    Bu arada bugun Cana bol bol sarildim, Alpe her seni cok seviyorum dedigim de Cani da kattim

    Ve Canla anlastik, her ayin 2. cmt"si sirayla birimizin sectigi ve oburunu memnun etmek icin degil tamamiyle kendi gonlune gore sectigi bir yere gidecegiz

    Aynisindan aylik bir gece arkadaslar icinde yapila

    Is konusu daha mesakatli ama gozumde buyumuyor, marta kadar disini sik yillik primini al, sonra fazla mesailerini de talep ederek adios muchacos
    sonrasi eyilik guzellik

    Bu gece yataga yarin yapmam gerekenleri dusunerek degil hayal kurarak gidecegim

    Arkada turkcell hala caliyor:

    Bize daha farkli daha yeni daha dolu ve daha iyi hepimizin hakettigi bir hayat lazim
    Bize daha yakin hizli (bu daha dingin olsun) daha daha derin daha canli
    hepimizin paylastigi bir hayat lazim
    iyi iyi hayat iyi bir hayat
    daha daha hayat dolu dolu hayat
    daha fazla hayat

    iyi geceler :)

    bahar

    ReplyDelete
  2. Baharcım, dengeli hayat hepimiz için gerekli. çok isabetli bir tespit. herkes hayatının en küçük adımından en büyük adımına kadar dengeyi bulmaya çalışmalı. Yaşam projemin içine bunu da katacağım. bu arada hemen senden kopya çekiyorum ve her ayın 2.cumartesi biz de canımızın istediğini yapacağız başbaşa. Her ay kızlarla da bir gece belirleyelim ama bu hafta içi olsun. işten hemen çıkınca buluşalım. çok geçe kalmadan yani 3:30 gibi olmadan dağılalım. haftasonunu düzenli olarak doldurursak sürekli olmaz diye düşünüyorum. bu günü ilk toplandığımızda belirleyelim. ama haftasonu çift olarak dışarı çıkma organizasyonunu da rutin hale getirebiliriz.

    Daha dolu, eğlenceli, dengeli bir hayat dileğiyle.

    ReplyDelete